Son dönemde ABD’nin Yunanistan'daki askeri varlığını güçlendirmesine dair artan haberler, uluslararası basında geniş yankı buldu. Özellikle Doğu Akdeniz’deki jeopolitik gelişmeler ışığında, Yunanistan’daki ABD Donanması’nın stratejik üsleri, bölgenin güvenlik dengesi açısından önemli bir rol oynamaya başladı. Ancak, bu durum Yunan halkında ve bölge ülkelerinde farklı tepkilere yol açtı. Yunanistan’da bulunan ABD üssünün, adeta bir kaleye dönüşüp dönüşmeyeceği merak ediliyor.
ABD’nin Yunanistan’daki askeri varlığı, özellikle son yıllarda hızlı bir artış gösterdi. Uzun zamandır stratejik bir ortak olarak kabul edilen Yunanistan, son dönemde ABD'nin Doğu Akdeniz’deki askeri planlamalarında önemli bir merkez haline geldi. ABD ordusunun Kuzey Yunanistan, Selanik ve çevresinde gerçekleştirdiği askeri tatbikatlar ve gönderdiği askeri birlikler, bu sürecin en somut örneklerinden biri olarak öne çıkıyor. 2023 yılı itibarıyla, Yunanistan’daki ABD üslerinde gerçekleştirilen askeri tatbikatların sayısında belirgin bir artış gözlemlendi. Özellikle deniz tatbikatları, bölgedeki askeri işbirliğini pekiştirmeyi amaçlıyor.
Yunan Hükümeti, ABD ile askeri ilişkilerini derinleştirerek Doğu Akdeniz’deki güvenlik açıklarını kapatmayı hedefliyor. Bu çerçevede, Yunanistan’ın ev sahipliği yaptığı ABD üslerinin, birer askeri kale haline getirildiği tartışmaları da gündemde. Söz konusu üslerin sadece Yunanistan için değil, aynı zamanda NATO için de stratejik öneme sahip olduğunu belirtmekte fayda var. Ekonomik ve askeri işbirliğinin artması, her iki ülkenin de savunma kabiliyetlerini artırmasına katkı sağlıyor.
ABD’nin Yunanistan’daki askeri varlık artışı, yalnızca yerel politikalarla sınırlı kalmayıp daha geniş bir güvenlik paradigmalarını etkilemesi bekleniyor. Özellikle Rusya'nın Karadeniz ve Doğu Akdeniz’deki hareketleri, NATO üyeleri arasında işbirliğinin önemini artırıyor. Türkiye’nin de bölgedeki askeri varlığıyla birlikte, ABD’nin Yunanistan’daki askerî faaliyetleri, askeri dengeleri yeniden şekillendiriyor.
Yunanistan’daki ABD donanma üslerinin, hem NATO’nun güney kanadını güçlendirmek hem de Rus askeri faaliyetlerine karşı bir denge sağlamak adına stratejik bir noktada konumlandığı düşünülüyor. Özellikle Yunan hükümetinin, bu üslerin askeri işbirliğine katkıda bulunacağına dair inancı, bölgedeki diğer ülkelerle ilişkilerini de şekillendirebilir. Ancak, Yunan halkının bu gelişmelere tepkisi ve potansiyel sosyo-kültürel etkileri de dikkate alınması gereken unsurlar arasında yer alıyor.
Yunanistan’ın komşu ülkeleri ile ilişkileri, bu askeri faaliyetler aracılığıyla yeni bir boyut kazanabilir. Özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde Türkiye ile yaşanan gerilimler göz önüne alındığında, ABD'nin bu üslerdeki yoğunlaşması, Yunanistan’ın askeri politikasında önemli bir değişim sinyali veriyor. Askeri üslerin kaleye dönüşmesi, hem askeri hem de siyasi yansımaları ile dikkate alınması gereken bir durum. Sonuç olarak, ABD'nin Yunanistan'daki askeri varlığı, sadece askeri değil, aynı zamanda sosyo-ekonomik ve siyasi durumları da etkileyen çok yönlü bir süreç olarak değerlendiriliyor.
Gelişmelerin, ABD’nin Yunanistan ile olan ilişkilerinde nasıl bir derinleşme yaratacağı ve bunun bölgedeki güvenlik dinamiklerini nasıl şekillendireceği, gelecek günlerde yanıt arayan başka bir tartışma konusu olarak öne çıkıyor. Her ne olursa olsun, Doğu Akdeniz’deki dengelerin yeniden tesis edilmesi açısından, ABD’nin Yunanistan’daki askeri üslerinin önemi giderek artmıyor, bunun yanında bu durum hem yerel hem de küresel düzeyde geniş yankılar uyandırıyor.