Yemen, uzun süredir devam eden iç savaş ve insani krizle boğuşurken, son yaşanan ABD hava saldırısı olayları daha da derinleştirdi. Yaklaşık bir aydır süren gerginlikler, 25 Ekim 2023 tarihinde ABD ordusunun gerçekleştirdiği bir hava saldırısıyla yeni bir boyut kazandı. Hedef alınan yerleşim yeri, bölgedeki silahlı grupların etkili olduğu bir nokta olarak biliniyordu. Ancak, operasyonun sivil kayıplara yol açması, tartışmalara neden oldu. Bu saldırıda hayatını kaybedenlerin sayısı altıya, yaralıların sayısı ise onaltıya ulaştı.
Yemen, 2015'ten bu yana devam eden iç savaş nedeniyle büyük bir insani kriz yaşıyor. Birleşmiş Milletler, Yemen'i dünyanın en büyük insani krizlerinden biri olarak nitelendiriyor. Hükümet ve Husi isyancıları arasındaki çatışmalar, ülkenin altyapısını tamamen yok etti ve milyonlarca insanı yerinden etti. Bu karmaşa içinde ABD, terörist unsurlara karşı operasyonlar düzenleyerek bölgedeki güç dengesini sağlamaya çalışıyor. Ancak ABD'nin Yemen’deki askeri müdahalesi, sivil kayıpların artması ve halk arasında infial uyandırması nedeniyle sık sık eleştirilere maruz kalıyor.
25 Ekim'deki hava saldırısında hayatını kaybedenlerin kimlikleri henüz netlik kazanmadı. Ancak, yerel kaynaklar, ölenlerin çoğunun sivil olduğunu iddia ediyor. Yaralıların durumları da ciddiyetini koruyor ve bölgedeki hastanelerde yoğun bakım gerektiren durumlar yaşanıyor. Olayın ardından Yemenli insan hakları dernekleri, ABD'nin hava saldırılarını kınayarak, sivil hedeflerin korunmasına yönelik çağrılarda bulundu. Birçok ülkenin yanı sıra, uluslararası insan hakları kuruluşları da bu tür saldırıların durdurulması gerektiğini belirten açıklamalarda bulundu.
Yemen’deki bu saldırının, uzun süredir devam eden askerî müdahalenin bir parçası olduğu düşünülüyor. ABD, El Kaide ve IŞİD gibi terörist gruplarla mücadele adı altında silahlı operasyonlar düzenlese de, bu eylemlerin sonuçlarının sivil halka olumsuz etkileri göz ardı edilemez. Yaşanan bu olay, bölgedeki gerilimi arttırmakla kalmayıp, aynı zamanda yerel halkın ABD’ye karşı olan güvenini de sarsıyor. Uzmanlar, hava saldırılarının sivil kayıplara yol açması halinde, terörle mücadelede tam ters etki yaratabileceğini vurguluyor.
Hava saldırısı sonrasında Yemen'in içinden geçtiği çalkantılı süreç bir kez daha gözler önüne serildi. Ülkede siyasi istikrarsızlık ve insani durumun ne denli kötü olduğu, uluslararası toplumun dikkatini çekmekten uzak. Yemen'de yaşanan bu tür olaylar, devletlerin dış politika anlayışlarını ve savunma stratejilerini de sorgulatıyor. Zira, ülkenin içerisinde bulunduğu bu durum, sadece bir ülkenin değil, tüm bölgenin güvenliğini tehdit eden bir unsura dönüşebilir. Saldırının sonuçları, ileride daha büyük çatışmalara yol açabileceği uyarılarını gündeme getiriyor.
Sonuç olarak, Yemen'deki insan hakları ihlalleri ve sivil kayıplar, uluslararası alanda ciddi bir müzakere ve eylem gerektiriyor. Sadece askeri müdahale yöntemleriyle sorunların çözülmeyeceği, kalıcı barış ve istikrar için daha kapsamlı bir stratejinin benimsenmesi gerektiği belirtiliyor. ABD'nin Yemen'deki askeri varlığı ve düzenli yapılan hava operasyonları, hem bölgedeki dinamikleri hem de Yemen halkının günlük yaşamını derinden etkiliyor. Bu durum, Yemen'deki iç savaşın ne zaman son bulacağına dair belirsizlikleri artırıyor.